29 Aralık 2011 Perşembe

Tarihi Şike Soruşturması

        3 Temmuz 2011. Sonun başlangıcı belkide. Kimsenin hayal dahi edemeyeceği olaylar başımıza gelmeye başladı. Kimisi için "işte adalet", kimisi için "iftira" sözleri havada uçuşuyordu.
        
        Aziz Yıldırımla başlayan göz altılar bir çok kişiyi şaşırtmakla beraber bizleri garip bir havaya da bürümeye başlamıştı. Telefonlar susmuyor, başta facebook olmak üzere bir çok sosyal paylaşım ağlarında yer yerinden oynuyordu. Evet bu bir iftirada olabilirdi. Peki amaç neydi ?


        Küçük çaplı bilgiler sızmaya başladı. Fenerbahçenin bir kaç maçında şampiyonluğu etkileyecek şekilde şike yaptığı, bazı takım futbolcularının ve yöneticilerinin de bu olaya yardım ettiği söyleniyordu. Aslına Türkiye'de herkes yıllardır hep şike olduğunu kendine söylemiş ama kimse dışa dillendirememişti. Peki gerçekler şimdi mi dile geliyordu ? Amaç siyasi miydi ? Görelim.


       Seçimlerden belli bir süre sonra olması bir çok kişiye planlı gibi gelebilir. Ama işin aslını hala bir çok kişi bilmiyor. İş Giresunspor başkanının yasa dışı işlerle alakalı olmasından dolayı telefon dinlemelerinden başladı. En azından söylenen bu - ki çokta yanlış gözükmüyor -. Daha sonra olay Spor Toto Süper Ligi'ne kadar uzanıyor. 


       Çeşitli telefon konuşmaları olduğu söylense de asıl bombanın görüntüler olduğu, ortada ciddi deliller olduğu dillerde dolaşıyor. Çok uzatmadan gelelim iddianameden sonrasına.


        Konuşmalar Şekip Mosturoğlu'nun aslında hapishanede bunalımdan değil, orada uzun bir süre kalacağını düşünmesinden dolayı sanırım. Bu kadar aleni görüşmeler nasıl yapılabilir ki ? Zaten Aziz Yıldırım elini hiç bulaştırmıyor bu tip işlere :) İşin başında olanda bulaştırmaz zaten. Bu işi ayarlayan yapanlar olur. Peki neden Ali Koç işin içinde yok ? Siz "Koç" holding gibi bir şirketin başındaki adama kalkıp şike aracısı ol diyemezsiniz. Oyunculara giden paralar, yöneticilerin yaptıkları. Asker Bülent Uygunun aslında askerlikten hiç nasip almadığını, tribünlere oynadığını gördük. İnsanlar utanç içinde olmaları gerekirken anlamsız bir tebessüm, anlamsız bir güven duygusu yaşıyorlardı. Acaba Aziz Yıldırım'ın gücüne mi güveniyorlardı ?


       Yok artık demiyoruz. Aziz Yıldırım'ın Nato silah ticaretini yapmaması için devletin içeri aldığı falan bile söyleniyor. Hadi öyle diyelim arkadaş bu kadar ses kayıtları görüntüler neden hep ele başının Aziz Yıldırım olduğuna kanaat getiriyor. Peki Gökdeniz Karadeniz'in aracının zamanında kurşunlanması ? Aziz Yıldırım garip adam. "R" leri söyleyemeyip sempatik olmayan tek adamdır gözümde.


        İnsanlar ya yediremediklerinden, ya da yüzsüzlüklerinden ortada ciddi anlamda şike olmadığını düşünüyorlar. Evet mahkeme onaylamadan onlarca kişi öldürmüş birisi bile masumdur belki. Ama herkes onun öldürdüğünü gördüyse nerededir bu masumiyet ? Elinden şampiyonluğu alınmış Trabzonspor gık çıkarmazken, neden tek ses Galatasaray'dan çıkıyor ? İkinci ligdeki takımların birinci lige çıkma ihtimalleri doğarken neden onlar susuyor ? Ya da İlhan Cavcav neden Fenerbahçeyi bu denli savunuyor ? Yoksa 1 e aldığı oyuncuları 10 a satacak takım kalmayacağından dolayı mı ? Fenerbahçe neden elindeki yabancıları satıp kiralık alır oldu? 


Sorular, sorular. Gerçekler aslında her zaman soruların arkasında saklı kalmıştır. Sorulan her soru gerçeği öğrenmek içindir. Galatasaray avazı çıktığı kadar bağırdı bugünlerde. Aslında bu yazıyı yazma nedenimde biraz bundan dolayı. Cemal Nalga olayında bir taraflarını yırtanlar bir anda süt dökmüş kedi oluverdiler. Neymiş ceza kalkmalıymış. Adam öldürmekte serbest olsun mu ?


Türkiye daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadı. Bu kadar ciddisini yaşamadı. Bu Galatasaray'ın 2000 yılı UEFA kupasını kaldırışına benziyor. Ne kazanılan para değerlendirilebildi, ne tiraj, ne oyuncular. Türkiye Futbolu çok derin mevzulara daldı. Başta Fenerbahçe yanlısı TFF, arkasına aldıkları devlet. Ama unutuyorlar Türkiye'dir GALATASARAY.


Milyonlar uyusada, bir kişinin atacağı adım yeniliğin başlangıcıdır. Galatasaray sessiz kalmayıp haklının yanında, haksızın karşısında olduğunu göstermiştir. Galatasaray 500 küsür yıllık bir kültürün evladıdır. Bir Türkiye Kupası için şike yapanlara inat bunu defalarca alnının akıyla kazanmış bir kulüptür. 


Avrupada şike yoktur diyecek kadar da cesurdur. Gidip alıp gelmiştir bir UEFA yı bir SUPER'i. Evet avrupada şike yoktur. O yüzden kara lekenin başlangıcı "0" puanla gelmiştir, hatırlatırız.


Tribünlere oynayan bir "Çarşı" nedense şikeye karşı baya sessiz kalır oldu. Bir Beşiktaş Jimnastik Kulübü hayli içli dışlı çıktı şikeyle. Bir BJK-FB dayanışması görür olduk. Fakat anlayamaığımız neden Trabzonspor bu derece sessiz ? Çıkartacağı ses onu da mı sürükleyecek bataklığa ?


Galatasaray'ın yayınladığı o sert bildiriye karşılık İlhan Cavcav'ın " sadece 1 oyları var " sözü, insanları tedirgin bir havaya soktu. Ne demek 1 oy... Suçluya karşı sadece Galatasaray mı var diyordu ? Galatasaray tek değil, Galatasaray milyonlardır bunu unutuyordu.


Galatasaray seyircisi asildir. Belki 2000 li yıllardaki taraftar oluşumunu kaybetmiştir, ama geçmişi sağlam, kültürlü kimselerden oluşur. Hak yenmesi ne demektir bilmez mesela.


Kaç kişi ligden zevk alıyor ki maçları izlerken ? Belki Galatasaray'ın liderliği şu an heyecanlandırıyor bizleri onun dışında kaçımız takip ediyor 17 takımı ? Kaçımız bakar olduk güzel gollere, kaçımız bir boz baykuşları inceler olduk tribünlerde ? Eksik olan bir şeyler var. Tadımız kaçtı abi. O eski tadımız heyecanımız yok. 


Onuncu yıl marşında " Çıktık açık alınla " derken onlarca yıl sonra "Çıkamıyoruz açık alınla" demek zorumuza gitmeli. Gerçekleri görmeliyiz. Ortada ciddi bir şike soruşturması varken ben ne futboldan zevk alırım, ne avrupa maçlarından, ne de dünya kupasından. Aile içinde şiddet olurken, kaç kişi aile kurmanın hayalini yaşayabilir ?


Renkler önemsizdir, diller, dinler... Bir insan ölüyorsa ne müslümanlığına, ne siyahlığına ne de lisanına bakılır. Ardından ağlanır ve toprağa uğurlanır. Geri döner mi ? Döndüğü tek yer rüyalardır...


Futbolumuzu kaybetmeyelim. Elini basketbola bile uzatan şikecilere karşı tek yürek olmanın, ses çıkarmanın, çıkan seslere destek vermenin zamanıdır. Spor dostluk ve kardeşliktir. Şike ve kalleşlik değildir.


Kimisi 2 dakika sevinir, kimisi 2 ay. Bilinmelidir ki temiz olan şey bir ömür sevindirir insanı. UEFA  & SUPER