25 Şubat 2012 Cumartesi

Yaşamı boş hissettiğinde...

boş hissettiğim zamanlardan biri. Yazmak iyi geliyor bazen. Ne bilim bir başkasına da çizmek falan iyi geliyordur. Fotoğraf çekmeyi de seviyorum mesela. Çok saçma sapan şeyler var ama ya. Nasıl kasıyoruz kendimizi. Hep ilgi çekmek için yapıyoruz, hep beğenilme güdüsü. Kim beğenecek ne için ?

Boş çok olay var. Küçük şeyleri büyütüyoruz, büyük şeyleri önemsemiyoruz. Kıskanıyor, kıskanılıyoruz. Dolu bir hayatı boşa geçiriyor, sonra da boşalttığımız hayatı dolulaştırmaya çalışıyoruz. Garip varlıklarız. 3 günlük dünya diyoruz. Dün gitti, bugün bitti, yarın ? Bilmeden yaşıyoruz amk...

Küfürde güzel şey. Seviyorum bazen, rahatlatıyor beni. Deniz havası koklamakta güzel mesela. Elinde bir not defteri, her şeyi not eden adamı da seviyorum ben.

Hep korkuyoruz mesela bir şeylerden. Kimisi inancı gereği korkuyor bir şeylerden. Kimisi notlarından korkuyor, kimisi ailesinden, kimisi bilmem neden korkuyor... Kimine cin dediğinde uzaklaşıyor kimine birinin ismini söylediğinde suratını ekşitiyor. Kimse memnun değil aslında yanındakinden...

Sürekli değiştirmek istediğimiz bir olgu içindeyiz. Oturduğumuz koltukları değiştirir gibi değiştiriyoruz hayatımızdaki ilkeleri... Soluduğumuz havayı değiştirir gibi fikirlerimizi değiştiriyoruz. Madem bu kadar kolay değiştireceğiz ne diye kuruyoruz onları ?

kimisinin bara gitme amacı farklı, kimisinin farklı mesela. Malum biri karşı cinse odak noktası olmak isterken, kimisi odak noktadan kaçmak istercesine gelir. Biri alkol oranı yüksek şeyleri tercih ederken diğeri tamamen fiyatına uygun seçer. Aslında hep bir kısıtlama içerisindeyiz.

Kim o ? der gibi biri bekliyor sanki bizi. Attığımız her adımda kim o ? diyor. Biz de her seferinde bir açıklama yapma gereği duyuyoruz. Neden ? Neden isteyerek seçemediğin ailene bir açıklama yapmak zorunda kalıyorsun ? ya da istemediğin bir adı kullanmak ? istemediğin bir simayı. İstemediğin kıyafetleri kullanıyorsun ?

hep bir şeylerden sorumlu olma çabası içindeyiz ya. o da garibime gidiyor. Sorumlu olduğun her şeyde daha çok stres ve bunalım geçiriyorsun. İnsanlarla uğraşmak kadar iğrenç bir şey yokken neden insanlarla uğraşmayı tercih ediyoruz ki ? Belki de aptal insan hepimizden daha akıllıdır değil mi ? Matruşka misali içinden ne çıkacağı belli düşünceler sararken etrafımızı, hep bir plana hazırlıklıyken bu insanlar sadece dışını görür. Belki de budur mutluluk ? Hissiyatını bilmeden hareket etmek...

mesela şeyde var bak. bisiklet binebileceğimizi düşünmek, iyi futbol yada kavga edebileceğimizi düşünmek, denize girmeden daha yüzebileceğimizi iddia etmek. Garip değil mi ? hepimiz böyleyiz. İçimizden "aslında yaparım" derken yapılamayacağını ancak içinde bulununca anlıyoruz. En yakınımdaki insanlardan birinin boğulmak üzere olduğunu görünce fark ettim bunu, boğuluyordu. Yine en yakınımdaki bisikletten düşüp arabanın altında kalacakken son anda kurtuldu. Halı sahada futbol oynayamayan adamın evde karısının yanında TV ye bağırıp ders vermesi de cabası değil mi?

ya anlamsız bazen hayat. Sorguluyor insan kendini. Olaya dini boyuttan bakma abicim, bırak şimdi. Daha standart şeylerden bahsediyorum. Mesela şu an bunu okurken kullandığın ekran-monitör vs-. Elin gavuru yıllarını harcayıp yapıyor. Sen çalışma mantığını anlamadan basıp parayı alıp kullanıyorsun. Bozulunca atıyorsun.

hiç tanımadığın birinin doğum gününü facebook gibi bir ortamda kutluyorsun mesela. Zorunda mısın ? sırf nezaket olsun diye. Ama o seni gördüğünde hatırlamayacak bile biliyorsun. Çünkü profilinde yüzlerce kişi senin yazdığın şeyi yazdı. Peki farklı olmak için yazdığın yazıya ne demeli ? ya da içten olduğunu düşündüğün canımlı cicimli laflara. Sahte yani. Gerçekten kutlamak istesen ararsın sorarsın gider görürsün. Kandırma kimseyi.

Hocalara yaranmakta aynı olay. Aklıma geldikçe yazıyorum lan planlı değil bunlar. Öyle liseli triplerine de girmiyorum. harbi şu an kendi yaptığım şeylerde olduğu için içinde içtenlikle yazıyorum. biraz daha " iç " kelimesi geçen şeyler yazarsam kusacağım. Neyse iki puanlık not için tonca yalaklık yapılıyor. Hem sen yapıyorsun hem o bundan memnun oluyor. Bir de sonunda siktir git buradan der bakışı ve sözleri. Göt olduğunla kalıyorsun. O da biliyor arkasından yediği küfürleri. Sende biliyorsun sana posta çekeceğini. Ama sırf ceza almamak için onun giderine saygı gösterirmiş gibi davranabiliyorsun. Mantıklı mı ? Kim neye karar verebiliyor ki ?Sen okul öğrenimin boyunca atıyorum üniversitede aldığın 50 toplam dersin hepsini bilebilecek misin ki ? Hiç mi seni alakadar etmeyen ders olmayacak....

hep istediğimiz şeylerin en güzelini istiyoruz. Peki biz en güzeline layık mıyız ? yada layık olmanın sınırını kim belirleyebiliyor ? Aldığın bilgisayar hep en iyisi olsun istiyorsun, araba vs. Peki paran var mı ? Peki neden para ? Felsefik konuşmuyorum lan. Lidyalı piçlerde değil sorun. Sorun bir alış veriş mantığının kurulmasında. Hep bir çıkara dayalı lan. Düşünsene,  adama 10 lira fazla versen kabul eder, ama desen ki 10 liram yok. Güle güle der. Demez mi ? Gir bakalım alt kattaki bakkala ne diyor.

İnsan neden hayvanları bu denli sever ? Kendilerine göre yontabildikleri için mi ? yemini ver seni sevsin. Bunu anlamıyorum işte. Zararsız şeyler ondan seviyoruz denebiliyor. Tamam da yararı sadece seni ruhani olarak rahatlatmak olabilir. Yararı da yok ki. Risk almayı sevmiyoruz bence. İnsanlar hep bir risk temsil ediyorlar bize. Kalp kırabiliyor, bizleri kendi işleri için kullanabiliyorlar. Ama biz yukarıda da söylediğim gibi onlara kendimizi beğendirmek için de elimizden geleni yapmıyor muyuz ? Mesela ben, bunu yazıyorum ama belki rol yapıyorum yani. Aaa çocuğa bak desinler diye. İşte bir kedide köpekte bu duyguyu bekleyemediğimiz için seviyoruz bence. Piçler rol yapmıyor.

hafif yağmur rahatlatırken bizi, sağanak yağmur neden ıslatıyor bizi ? neden rahatsızız ? İkisi de aynı amaç için düşerken biz farklı anlamlar yüklüyoruz onlara.

Peki neden ağlıyoruz ? bizden kopmak isteyen insanlara neden güle güle demek yerine yaşlarımızla gül besliyor veriyoruz ? Neden onların yaptığı saçmalıklar bizi çok sinirlendirebiliyor. Onların farkları ne ? Biz neden onlarla daha samimiyiz de diğer insanlarla uzağız. Yürürken karşıdan gelen insana selam versek neden bize ters ters bakar ki ? Yaratılışımız aynı değil mi ? Hep bir sorgulama içindeyiz. Hep insanları daha detaylı tanıma mantığındayız. Oysa iki üç kere gördüysen bu güzel sözcükler kullanmana sebep olabilmeli.

Neden günaydın diyoruz diye girmiyorum abi olaya ben. Sorguladığım şeyler şu an bana göre mantıklı. Sadece hep bir barikat çekiyoruz önümüze. Hep bir setimiz var ve ona göre yaşantımızı şekillendiriyoruz. Bizden farklı olanları yadırgıyoruz ve bulunduğumuz dairenin dışına çıkartıyoruz. Belki de o doğrudur ? Sen bu zamana kadar ne kazandın da onun yaptığını yargılıyorsun ?

İnsanlara hep bir dar kalıp içinde olmak öğretiliyor. Oğlum- Kızım şunu yapma. Peki neden ? sana yakışmadığı için mi ? Peki yaşamadan nasıl öğrenilebilir bu tarz şeyler ? Hep bir kendimize göre değiştirme çalışması içindeyiz çevremizdekileri. Kimse bize uymuyor, biz kimseye uymuyor.

yaşamıyoruz lan aslında. Ciddiyim bak. Heee ruh muh. Öyle değil göt. Özgür müsün ? İstediğini yapabiliyor musun ? Tam özgürlük demiyorum bak. Mutlu olmak özgürlüktür mesela. Ama üzgün olduğun çok an var sende biliyorsun. Şu an dışarıya çıkıp istediğin gibi dolaşabiliyor musun ? Evdekiler basıyor azarı. Yada evine arkadaşın gelebiliyor mu ? Mahalle baskısı değil mi ? Sanki herkes herkesle yatıyor gibi ;)

mesela kalp kırmak çok kolay arkadaş. Fanatizm denilen bir olgu var. Daha neyi savunduğunu bile bilmeyen insanlar bir partiyi destekleyip onu desteklemeyenleri dışlama küfretme içerisinde ya da Galatasaray Fenerbahçe Beşiktaş gibi saçma sapan mantıklar yüzünden sürekli görüştüğü insanlara laf söyleyebilen insanlar var. Anasına bacısına sövüp dövebilecek inanlar. Güzel mi ? Mantıklı mı ? Niye amk ? Beraber içtiğin iki bardak suyun hatrı yok mu ?

Saçmayız lan. Konu çok uzuyor. Okumazsan okuma. Ben sadece yazmak istiyorum akşam akşam. Belki şimdi kahvemi de yaparım. Sen buraları okumaya başladığında bitirmiş olurum...

İstediğin kız ya da çocuk seninle sevişme ihtimali olmayınca kendini aciz gibi yada nasıl söyleyeyim çirkinmiş gibi görüyorsun ya. Yapma bunu dostum ya. Cidden. Herkesin standartları vardır. Aşma kendini. Demek ki para çokomel eğrisinin mantığını kapamamışsın. Ayrıca bence bir kız istediği her erkekle de yatabilme potansiyeline sahiptir ;) Denemesi bedava...

Oluruna bırak diyor ya Sıla. Bırakamıyorsun. Rahatlaman lazım. İyi ve kötü şeyler çıkıyor karşımıza. Sadece biz ayıramıyoruz. İhtimallerimizi kısaltıyoruz. Yine böyle hissettiğim bir günde yazacağım. Burada olursan sevinirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder